PEYRONİE HASTALIĞI 

Hastalığın tanısı ve görülme sıklığı:

Penisin etrafını saran ve ‘Tunika albuginea’ olarak adlandırılan koruyucu kılıfın, kollajen içeriğinde oluşan değişikliklere bağlı olarak gelişen bir hastalıktır. Kollajen içeriğinde oluşan değişikliğin sonucunda: Bölgesel fibrotik (kalın ve sert) plak oluşumu ve buna bağlı olarak peniste ereksiyon sırasında ağrı, kısalma ve eğrilik gelişmektedir (şekil 1)

Şekil 1 : Penisin üst kısmında yerleşimli, sertleşme olduğunda yukarı eğilerek kıvrılma gösteren sert plak.

Peyronie hastalığı olan erkeklerin % 20-40’ ında erektil disfonksiyona da (peniste sertleşme sorunu) rastlanmaktadır. Peyronie hastalığı genellikle 40 ile 70 yaş arasındaki erkeklerde görülmekle birlikte, nadiren daha genç yaşta hastalarda da rastlanmaktadır. Hastalığın görülme sıklığı genel olarak % 3.2 dolaylarında olup, 50 ile 70 yaşları arasındaki erkeklerde bu oran % 7.1’e kadar yükselmektedir.

Peyronie hastalığının tedavisi:

Medikal tedavi:

Günümüzde peyronie hastalığının 6-18 ay süren ve penil ağrı, penil plak ve peniste eğrilik ile karakterize akut inflamatuvar döneminde konservatif tedavi girişimleri uygulanmaktadır. Yakın zamanlarda bu amaçla radyasyon, ultrason, lazer ve ESWL (şok dalgaları) gibi enerji transferinin kullanılabileceği yöntemler kullanılmaktadır. Günümüzde medikal tedaviler 3 ana başlık altında toplanabilir:
1. Oral (sistemik ) tedavi:
Oral yolla kullanılan E vitamini penil dokuda bulunan sert plak yapısının oluşumundan sorumlu tutulan ve serbest oksijen radikalleri olarak adlandırılan moleküllerin üretimini engellemektedir. Vitamin E tedavisi sonrası % 20 oranında plak boyutlarında küçülme ve %33 oranında da penis eğriliğinde tam düzelme sağlanabilmektedir. Ek olarak hastaların % 13’ü penis ağrısının kaybolduğunu bilmektedir.
Potasyum parabenzoat (potaba) da akut dönemde kullanılması önerilmiş bir başka ilaçtır. Buna karşılık maliyeti yüksek olup, mide- barsak sisteminde yan etkilere neden olabilmektedir. Potaba tedavisi sonrası penil eğrilik % 25.8, penil plakda küçülme ise % 58 oranında gerçekleşmektedir.
Tamoksifen adlı ilacın plaktaki sertliği azaltıcı etkisi olduğu gösterilmiştir. Bu amaçla da peyronie hastalığının tedavisinde kullanılmıştır. Bu ilaç bazı hastalarda mide-barsak sisteminde yan etkilere ve saç dökülmesine neden olabilmektedir. Tamoksifen tedavisi ile penil eğrilikte % 46.1, penil ağrıda ise % 66.6 oranında düzelme sağlanabilirken, penil plak boyutlarının da %30.7 oranında azaldığı gösterilmiştir.
Oral tedavide en yaygın olarak kullanılan ilaç kolşisindir. Kolşisin antiinflamatuvar etki göstermekte ve kollajen üretimini azaltıp, yıkılımını artırmaktadır. Yakın zamanda yapılmış olan çalışmaların sonuçlarına göre penil eğriliğin % 30, penil ağrının da % 95 oranında düzeldiği gösterilmiştir. Yan etki olarak mide-barsak sisteminde bazı şikayetlere, özellikle de ishale  neden olabilmektedir.
2. İnjeksiyon tedavisi:
Antiinflamatuvar etkilerinden dolayı steroidlerin penil plak içine injeksiyonu  kullanılmıştır. Steroid injeksiyon tedavisi sonrası hastaların % 36’sında kısmen ya da tamamen hastalığın ortadan kalktığı saptanmıştır. Buna karşılık tedavinin yan etkisi olarak doku atrofisi, fibrozis ve ciltte incelme ile karşılaşmak mümkündür.
Kalsiyum kanal blokörlerinin kollajen sentezini de bloke ettiği gösterilmiştir. Verapamil injeksiyon tedavisi sonrası hastaların %91’inde penil ağrının ortadan kalktığı, penil eğriliğin %42oranında düzeldiği, plak boyutlarında da %57 oranında küçülme olduğu gösterilmiştir.
 
3. Topikal tedavi: 
İonik molekülerin elektrokinetik yol ile transportu ve böylece tedavide kullanılan ilaçların penil dokuda yaygın dağılımını sağlamak amacıyla uygulanan iontoforez yöntemi uzun zamandır uygulanmakta olan bir yöntemdir. İontoforezde lidokain, dexamethasone ve verapamil kombinasyon tedavisi uygulana hastaların % 96’ sında penil ağrıda azalma, % 53’ ünde plak boyutlarında azalma ve %37’sinde penil eğrilikte düzelme gerçekleşmiştir.
Verapamil jel uygulamaları da yakın zamanda önerilmiştir. Bu tedavi yöntemi ile de plak boyutlarında, penil eğrilik ve penil ağrı düzeylerinde anlamlı derecelerde azalmanın olduğu gösterilmiştir.

Peyronie hastalığının cerrahi tedavisi:

Peyronie hastalığında cerrahi tedavi, penis eğriliğinin cerrahi olarak düzeltilmesi ve peyronie hastalığı ile birlikte sertleşme sorunu olan hastalarda penilprotez yerleştirilmesi girişimlerini içermektedir. Cerrahi tadavi, konservatif tedavilerin etkili olamadığı hastalara uygulanır.
Peyronie hastalığı ile birlikte sertleşme sorunu bulunan ve renkli Doppler ultrasonografi tetkiki ile kanıtlanmış vasküler yetersizliği bulunan hastalarda genellikle penis protez yerleştirilmesi uygundur. Penis anatomileri arasındaki farklılıklar ve peyronie hastalığının farklı klinik prezentasyonları nedeniyle, standart bir cerrahi girişimin varlığından söz etmek mümkün değildir.
Kısaltıcı operasyonlarda, penil plağın bulunduğu penis tarafının karşı tarafındaki (dışbükey) penis kısmı, değişik cerrahi teknikler uygulanarak kısaltılır. Bu cerrahi tekniklerin uygulanması kolay olmakla birlikte hasta seçimi büyük önem taşımaktadır. Penis uzunluğu iyi olan , düşük derecede yukarı yöne penis eğriliği bulunan ve ereksiyon kapasitesi iyi olan hastalarda bu teknik uygulanabilir. Bu tekniğin uygulandığı hastalarda % 82 düzeylerinde hasta memnuniyeti sağlamakla birlikte, penis boyundaki bir miktar kısalmanın meydana gelmesi kaçınılmaz görülmektedir. Bununla birlikte daha az oranlarda, penil eğriliğin azalmakla birlikte devam etmesi (%7) ve ereksiyon kapasitenin azalması (%4) karşılanabilen bazı komplikasyonlardır.
Uzatıcı operasyonlar, ağır derecede penis eğriliği bulunan, penis boyu ileri derecede kısalmış olan ya da kum saati eğriliği bulunan hastalarda uygulanır. Bu operasyonlarda penis plağının kesilip oluşan boşluğun bir yama ile kapatılması öngörülür (şekil 2). Yama amacıyla insan kaynaklı (toplardamar, deri, kas kılıfı), sentetik (dacron, goretex ya da silastik ) ya da hayvan kaynaklı (sığır kalp kılıfı) materyeller  kullanılabilir.

Şekil 2 : Penis eğriliğine yol açan plağın  çıkarılarak yerine hastanın kas fasyasından parça alınıp yama yapılması.

Kullanılan materyeller kendi aralarında karşılaştırıldığında hepsinin bir diğerine göre avantaj ve aynı zamanda dezavantajlarının bulunduğu görülmektedir. İnsan kaynaklı materyellerin nakledildikleri dokuya çok kolay adapte olmaları ve infeksiyon gibi komplikasyonlara neden olma olasılığının neredeyse bulunmaması önemli bir avantajdır. Buna karşılık bu materyellerin elde edilmesi için ikinci bir cerrahi uygulanılması gereği ve buna bağlı olarak operasyon süresinin uzaması istemeyen bir durumdur. Buna karşılık sentetik ve hayvan kökenli materyeller ikinci bir cerrahi girişime gereksinim duyulmadan uygulanabilmekte bununla birlikte özellikle eş zamanlı protez yerleştirilmesinde infeksiyon riskini artırabilmektedir.
Uzatıcı operasyonların cerrahi tedavi sonuçları gözden geçirildiğinde yaklaşık olarak % 85 dolayında hastada penis eğriliğinde tam düzelme sağlanabilmektedir. Ek olarak, penis boylarında da operasyon öncesine göre 2.2cm’lik uzamaların sağlanabileceği bildirilmektedir.
Penilprotez yerleştirilmesi operasyonları; peyronie hastalığı ile birlikte sertleşme sorunun bulunduğu hastalarda uygulanılmaktadır. Penis eğriliğinin düşük derecelerde olduğu hastalarda tek başına protez yerleştirilmesi yeterli olmaktadır.
Düşük dereceli penil eğriliklerde tek başına protez yerleştirilmesi yeterli olmazsa; protez yerleştirildikten sonra penisin elle plağın bulunduğu bölümün aksi yönüne doğru yaklaşık 90 saniye süreyle bükülerek düzeltilmeye çalışılması denebilir. Buna buna karşılık eğriliğin ağır düzeyde olduğu hastalarda ek cerrahi gerekli olabilecektir. Ek cerrahide penis plağının kesilmesi ya da kesilen plağın büyüklüğüne göre oluşan açıklığın yama ile kapatılması gerekli olabilir.
Günümüzde, gelişmiş ülkelerde genellikle 3 parçalı şişirilebilir penis protezleri tercih edilmektedir.3 parçalı penis protezi uygulamaları sonrası hasta ve eş memnuniyetleri %90’lara ulaşmaktadır. (Şekil 3)

Şekil 2 : Bükülebilir ve şişirilebilir penil protezler.

Peyronie hastalığının cerrahi tedavisinde uygulanılmakta olan operasyonlar; çoğunlukla genel ve bölgesel (spinal/epidural) nadiren de lokal anestezi altında uygulanabilir.

Peyronie hastalığı tedavisinde öngörülen girişim süresi, hastanede kalış süresi:

Peyronie hastalığında operasyonun süresi uygulanacak olan cerrahi girişimin tipine, operasyonu uygulayan kişiye ve hastanın sahip olduğu penis eğriliğinin derecesine bağlı olarak değişir. Kısaltıcı operasyonların süresi genellikle tüm operasyonlara arasında en kısa olup 45 dakika ile 1 saat arasında değişmektedir. Uzatıcı operasyonların süresi ise penis eğriliğinin tip ve derecesine, yama olarak kullanılacak materyelin tipine göre değişmekle birlikte 2.5-3 saat arasında değişebilir. Son olarak penis protez yerleşilmesinin tercih edildiği hastalarda da tek başına protez yerleştirilmesi ve/veya protez yerleştirilmesi ile birlikte eğriliğin elle düzeltilmesi uygulanılacaksa operasyon süresi yaklaşık olarak 1 saattir. Buna karşılık protez yerleştirilmesi ile birlikte yama cerrahisi de yapılacaksa operasyon süresi 1.5 ile 2 saat arasında değişebilir.
Peyronie hastalığını tedavi etmek amacıyla uygulanan cerrahi operasyonlardan sonra hastalar aynı gün evlerine yollanabileceği gibi operasyon süresi ve uygulanan anestezi tipine göre 1 gün süreyle hastaların hastanede kalması da gerekebilir.
Peyronie hastalığında uygulanan konservatif tedavilerden olan injeksiyon ve topikal tedaviler ayaktan yapılmakta olup, herhangi bir komplikasyon gelişmediği sürece hastaların hastanede yatırılması gerekmektedir.

Peynorie hastalığı tedavisi sonrası dikkat edilmesi gereken özellikler:

Cerrahi operasyonlar sonrası hastaların 6 hafta süreyle cinsel ilişkiye girmemeleri gerekmektedir. Bununla birlikle operasyondan sonra evde 1 haftalık istirahat önerilmektedir. Evde yapılacak istirahatin yatak istirahati şart olmayıp, genellikle hastaların ağır işlerden sakınması istenmektedir. Cerrahi operasyonlarda genellikle vücut tarafından emilen dikiş materyelleri kullanılmaktadır. Emilmeyen dikiş materyellerinin kullanıldığı operasyonlardan 7 gün sonra bu dikişler hekim tarafından alınmaktadır.

Peyronie hastalığı tedavisinin komplikasyonları:

Hastalığın akut döneminde uygulanan konservatif tedavilere bağlı gelişen komplikasyonları ile genellikle nadiren karşılaşılmaktadır. Daha önceden de belirtildiği gibi steroid injeksiyonu sonrası doku atrofisi, fibrozis ve penis cildinde incelme gibi istenmeyen yan etkiler ile karşılaşmak olasıdır. Interferon injeksiyonu sonrası ise yine nadiren geçici ve kısa kısa süreli peniste his kusurlarının ortaya çıkışı ve hastaların % 40’ına kadar varan oranlarda sinüzit, soğuk algınlığına benzer bulgular, ateş eklem ağrısı ve peniste şişlik görülebilmektedir. Buna karşılık tüm bu şikayetle konservatif tedaviler ile 24-48 saat içerisinde kaybolmaktadır.
İontoforez tedavisi sonrası hastaların büyük bir kısmında kendiliğinden geçen kısa süreli peniste kızarıklık şikayeti ile karşılaşmak mümkündür. Penise uygulanan jel terapisi sonrasında da benzer şikayetler görülebilmektedir.
Cerrahi tedaviler sonrasında komplikasyonlar tamamıyla uygulanan cerrahinin tipi ve tedavi öncesi penil eğriliğin derecesi ve tipi ile yakından ilgilidir. Penisin kısaltıcı cerrahi girişimlerden sonra, hastaların yaklaşık olarak %70-100’ünde penis boyunda kısalma şikayeti ortaya çıkmaktadır.
Bununla birlikte hastaların yaklaşık olarak %7’si operasyon sonrası devam eden penil eğrilikten şikayet etmektedir. Yaklaşık olarak % 2-3 dolayında hastanın da erektil kapasitelerinin ameliyat sonrası azaldığı bildirilmektedir. Daha düşük oranlarda da peniste ekimoz ve hematom ile yine geçici süreyle ödemi ortaya çıkabilmektedir.
Penis boyunu uzatıcı operasyonlardan sonra %20-30 oranında ereksiyon kapasitesinde azalma, % 15 hastada ise 3-6 ay sürebilen peniste his kusuru şikayeti görülmektedir. Operasyon sonrası eğriliğin azalarak devam etmesi ya da nüks etmesi %7-8 dolaylarında görülmektedir. Ameliyat sonrası peniste ödem, hematom ve ekimoz şikayetleri %1 dolayında ortaya çıkabilmektedir.
Penis düzeltici operasyonu ile birlikte penis protezi yerleştirilen hastaların % 1-5’inde penis protezi infeksiyonu, % 6-12 hastada ise penis protezinde mekanik problemler nedeniyle çalışmaması gibi komplikasyonlar ile karşılaşılabilmektedir.
Belirtilen bu komplikasyonların dışında peyronie hastalığının tedavisinde uygulanan anestezi tipine göre (genel,bölgesel,lokal) ek bir risk oluşturabileceği (solunum problemleri, ilaç reaksiyonları, kontrol edilemeyen yüksek ateş,vücudun herhangi bir uzvunun ya da sinirin felci, beyin hasarı ve ölüm ) bilinmelidir.

Peyronie hastalığı tedavisi sonrası izlem:

Konservetif tedavi sonrası izlem, injeksiyon ya da iontoforez tedavisi devam ettiği sürece haftalık ya da 2 haftalık zaman diliminde yapılmaktadır. Genellikle takipler, akut dönem bitiminde sonlandırılan konservatif tedavi ile birlikte kesilmektedir.
Cerrahi operasyon geçiren hatsalar, ameliyattan 1 hafta sonra rutin poliklinik kontrolüne çağırılmaktadır. Hastaların 6 hafta süreyle cinsel ilişkiye girmeleri kısıtlanmaktadır. Altı haftalık süre sonrası, sadece penisin düzeltilmesine yönelik operasyon geçiren hastalar peniste operasyon öncesi bulunan eğriliğin düzelip düzelmediği açısından değerlendirilir. Penis protezi yerleştirilen hastalar protezin nasıl kullanılacağı konusunda eğitilir. Altı haftalık süre sonunda cinsel ilişkiye girmeleri istenen hastalar; ameliyat sonrası 3. 6. ve 12. aylarda yine penis eğriliğinin durumu ve hasta –eş memnuniyeti açısından değerlendirilir.
Call Now Button